Yas Terapisi ve Bilmeniz Gerekenler


Yas Terapisi ve Bilmeniz Gerekenler
10-11-2021

Sizlere hayatımızın en doğal süreçlerinden olan yastan bahsedeceğim. Bazen bir kişi, hayvan, anlamı olan veya değerli bir eşya, sosyal-romantik ilişkiler, ayrılıklar, boşanmalar, meslek bunların kaybolması ya da yaşamını  yitirmesi çok doğal ve olağan süreçlerdir. Aynı zamanda stresli ve zorlayıcı olabilir. Duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmekte zorlandığımız bir dönemdir. Hepimizin çocukluktan beri gelen güvene bağlı, sevgi dolu ilişkileri vardır.  Mutlu ya da mutsuz hissedilen anlarda derin sevgi bağı oluşturduğumuz insanların yanına gideriz. Fakat bu güven duyulan ve sevilen birey kaybedildiğinde ya da bir ayrılık sürecinde veya yukarıda  belirttiğim durumların kaybında;  bedensel, ruhsal, davranışsal, bilişsel,  duygusal belirtiler görülmektedir. Bunlara örnek verilecek olursa: 

Yas Terapisi Belirtileri Nelerdir?

Bedensel belirtiler; aşırı yemek yemek veya iştahın kesilmesi, nefes almada zorlanmak, tetikte olmak, hemen yorulma, baş ağrısı, göğüs sıkışması, bulantı, kusma, gergin olmak, az uyumak veya çok uyumak, yutkunamama, boğazın düğümlenmesi, bedende kasılmalar olması. 

Ruhsal belirtiler; ölen kişinin hayalini görmek, onun hayatta olduğuna inanmak, yaşıyor olduğunu düşünmek, ölen kişinin sesini duymak, ölüm ve yaşamı sorgulamak. 

Davranışsal belirtiler; başkasına sığınarak duygusal acıdan kaçma, alkol/ilaç/ madde kullanmak veya kullanmaya başlamak, sosyal ilişkilerden uzaklaşmak ve onlarla konuşmaktan kaçınmak, cinsel yaşamla ilgili değişiklikler, ölen bireye dair olan eşyalardan, anılardan, yerlerden uzaklaşmak ya da bu gibi durumlara sağlıksız bir biçimde yönelmek, ölen kişinin mezarına sık gitmek ya da hiç gidememek, unutkanlık. 

Bilişsel belirtiler; pişmanlık duymak, karar vermede güçlük çekmek, dikkatini bir şeye odaklamada zorluk çekmek, kendine öfkelenmek, bellek problemleri yaşamak, yası tutulan kişinin ölümünü düşünmek ve buna engel olamamak, zihinden çarpık düşüncelerin geçmesi. Duygusal belirtiler; Kişinin duygularını yalıtması ( yaşamaya izin vermemesi), ölen kişinin ölümünü inkar etme, endişe hali, ruhsal sağlığını kaybetme endişesi, kendi yaşamına karşı ilgi azalması ve/veya isteksizlik, üzüntü, keder, ağlama – sürekli ağlama isteği, yorgunluk, çökkünlük, geleceğe ve hayata karşı karamsar olma ve ilgisizlik, şok, inkar, çaresizlik.

Yas süreci kişiden kişiye göre değişmektedir. Yas sürecinin çözümlenmesi gerekmektedir. Eğer sağlıklı bir şekilde çözümlenmezse uzun vadede daha önemli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. 

Yas sürecinde unutulmaması gereken konulardan biri ise; sağlıklı yas süreci geçiren bir kişinin kaybı unutması anlamına gelmediğidir. Yas tutmak çok sağlıklıdır, kaybedilen kişiyi, nesneyi, hayvanı, ilişkiyi unutmak veya sevmemek anlamına gelmemektedir. Sadece onun yokluğunu kabullenmek, duygularını kontrol altına almak ve o duyguları da kabul etmek, bu durumla baş edebilmeyi öğrenip hayatına devam etmeyi öğrenmek anlamına gelmektedir. 

Yas Çeşitleri Nelerdir?

Karışık yas: Bireyin yas tepkileri 6 aydan uzun süredir devam etmekte ve kaybın ardından ortaya çıkan acı giderek artmaktadır.

Engellenmiş yas: Kaybın ardından verilen reaksiyonun normalden az veya hiç olmaması halidir. Kişi yasla yüzleşmemek adına birtakım kaçınma davranışları gösterir. Genellikle yaşlılar ve çocuklarda görülür.

Uzamış yas: Kaybın yaşanmasının ardından uzun bir süre geçtikten sonra ortaya çıkan yas tepkileridir. Yas tepkileri ortaya çıkana dek kişide donukluk hakimdir.

Hipertrofik/aşırı büyüyen yas: Yaşanan acı, dayanılamayacak düzeyde bir acıdır ve bu sebeple ne kadar süreceğini kestirmek zordur. 3-4 ay sonra yoğunluğu azalabilir. Erken dönemde yaşanan bu düzeydeki yas sonrasında yoğun anksiyeteye, hatta majör depresyona sebep olabilir.

Kronik yas: Yas çeşitleri arasında en sık rastlanan türdür. Tekrar tekrar hasret ve hüzün duygularını yaşayan birey, kaybettiği kişiyi kafasında yüceltmekten kendini alamaz. Kronik yas diyebilmemiz için ne kadar sürmesi gerektiğiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Travmatik yas/Komplike yas: Zamansız ve aniden, özellikle şiddet ya da travmatik bir olay sonucu meydana gelen ölümlerin akabinde kişide meydana gelen belirtiler ve bu belirtilere bağlı olarak, kişinin yaşam alanlarındaki işlevselliğinin büyük ölçüde negatif yönde etkilenmesidir. Travma ve kaybın, kişinin üstünde oluşturduğu ikili etki, kişi için temel bir psikolojik sorun olmakta ve kişinin inançlarını, beklentilerini, dünyaya dair algılarını önemli ölçüde sarsarak yas tutma süresini uzatmaktadır. Bütün bunlara ek olarak, travmatik yas yaşayan kişilerde, yaşadıkları travmaya bağlı olarak travma sonrası stres bozukluğu da ortaya çıkabilmektedir.

Patolojik Yas ve Travmatik Yas Arasındaki Farklar

Kaybın ardından yaşanan yas süreci uzarsa ve bireyde 6 ayın sonunda yaşamında bir düzelme, işlevselliğini yerine getirememe durumu olmaz ise; bu durum patolojik yastır.  Patolojik yas; bedensel belirtiler ( psikolojik olarak bedende ağrıların olması), ölenin ardından duygularını ( üzüntü, keder gibi.) bastırılması, yüzleşmeden kaçınmak, ölümü kabul etmemek, ölümü inkar etmek gibi durumlardan dolayı ortaya çıkmaktadır. 

Travmatik yasta ise; öleni taklit etmek, sosyal çevresine düşmanca davranışlar sergilemek, sosyal çevre ile olan ilişkilerde sorunlar yaşamak – araya mesafe koymak, kendini sosyal ortamdan çekmek, kişinin kendine dönük zarar verici davranışlarda bulunması, ağır depresyon, intihar düşünceleri/riski, duygularını yaşamaya izin vermemek gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. 

Sağlıksız Yas Sürecinin Belirtileri

  • Ölen kişinin mezarına gitmemek, sık gitmek veya dini ritüellerden kaçmak, 
  • Günlük yaşamda ölen kişinin ölümü hakkında sık konuşmak veya ölüm olmamış gibi davranmak, 
  • Ölümün sonrasında normal yaşamı sürdürmekte zorluk çekmek ve uzun bir dönem depresyon yaşamak, 

4-    Ölen kişinin eşyalarını uzun bir süre saklamak, ölümünü kabul etmemek, 5-    İlaç/alkol/madde kullanmak veya kullanmaya başlamak, 

6-    Ölen kişiyi hatırlatan her şeyden uzaklaşmak, kimseyle konuşmamak, 

7-    Ölen kişinin ardından yaşamı değiştirecek ani kararlar vermek, 

8-    Ölümü inkar etmek, kendi içinde bastırmak, 

9-    Ölen kişinin hakkında konuşulurken aşırı, yoğun tepkiler göstermek, 

10-  Hastalık veya ölüm gibi kavramlarda karşı yoğun endişeler, korkular yaşamak, 

11-  Ölümün üzerinden uzun süre geçtikten sonra ölen kişi hakkında bahsedilirken yaşıyormuş gibi davranmak

Yas Süreci Hangi Evrelerden Oluşur? Neler Yapılmalı?

Aşağıda belirtilen yas evreleri kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Bireye bağlı olarak evreler arasındaki süre değişebilir. Burada önemli olan; bireyin kendi yapısı, kişilik özellikleri, yaşam tarzı, kaybın nasıl gerçekleştiği, kişinin ruhsal durumu gibi faktörler yas sürecinin nasıl geçeceğini belirlemektedir. 

1. Evre İnkar Evresi: Kayıp/ölüm ilk duyulduğunda yaşanır. Kişi inkar evresinde ölen kişinin kaybı gerçekliğini algılamakta zorlanır. Kişi ölüm sonucunda donuk, şaşkın, boşluk, hissizlik duygular yaşar. Kişi ölümü kabul etmez, inanmak istemez reddeder. Yaşamını o varmış gibi sürdürmeye devam eder. 2. Evre  Kızgınlık / Öfke : Kaybın acısı daha çok hissedilir. Artık kişi ölümü kabullenmiştir. Bununla beraber gelen keder, üzüntü, özlem duyguları yaşar. Yası tutulan kişiyi arar, üzüntüyle ve özlemle gelen ağlamalar yaşanır. Huzursuzluk, endişe, dikkat eksikliği, dikkatini bir şeyde odaklayamama, keyif alınan şeylere yönelik ilgi kaybı isteksizlik görülür. Üst üste ölümü sorgulamak ve buna bağlı öfke duyguları yaşanır. 

3. Evre Depresyon/Pazarlık : Artık kişi kaybın geri gelmeyeceğini bilir bu da umutsuzluk ve çaresizlik hissetmesine yol açar. Bu duygular ise; isteksizlik, ilgi duymama, sürekli yorgunluk hissetme, enerji düşüklüğü hissettirir, kişiyi daha çok aşağı çeker. Yası tutulan birey için 1. ve 2. evre sağlıklı bir şekilde atlatılırsa kişi 3. evre olan pazarlık/depresyon evresini yaşayamayabilir. 

4. Evre Kabullenme/Yaşama Yeniden Dönme: Artık ölümü kabullenme, o kişinin yokluğunu farkında olmak, yoğun üzüntü ve özlem duygusunun yavaş şekilde azaldığı dönemdir. Artık ölen kişinin yası tutulmaz, kişi hayatına tekrardan döner.

Yakınını Kaybeden Kişilere Nasıl Davranılmalı?

Yakınını kaybeden kişiye karşı öncelikli olarak anlayışlı davranılmalıdır. Yas tepkileri kişiden kişiye göre değiştiği için bireyin nasıl bir tepki vereceğini önceden kestiremeyebiliriz. Örneğin öfkeli olduğunda bunu kişisel algılamamalı, anlayış göstermeli ve bunun bir yas tepkisi olabileceğini unutmamalıyız.

Bu süreçte kişinin mümkün olduğunca yanında olmalı, yalnız hissetmemesini sağlamalıyız. ‘’Senin için ne yapabilirim?’’, ‘’yanındayım’’ demek bile yeterli olacaktır. Yanında olduğumuzu sadece sessizce ona eşlik ederek, ona sarılarak bile hissettirebiliriz. 

Yaşanılan kaybın ardından oluşan acının görmezlikten gelinmesi, kişi tarafından hissedilen üzüntünün çevresinden gelen ‘’güçlü kalmalısın’’, ‘’üzüntü, keder gibi duyguların dışarı yansıtılmamalı’’  gibi telkinler ile bastırılmaya çalışılması yas sürecinin sağlıklı yaşanmamasına neden olur. Kişi için bu yaşanılan duyguların dışa vurulması, üzüntünün yaşanması gibi doğal tepkilere çevresindekiler tarafından müdahale edilmemesi gerekmektedir. 

Travmatik Yas Tedavisi Nedir? Yas Terapisi işe Yarar Mı? 

Yas terapisi, kayıp yaşayan kişiye kayıpla ilgili ortaya çıkamamış duygularını ortaya çıkarmak ve yas sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlamak, bireyin sıkıntılarıyla başa çıkma becerilerini arttırmak ve günlük yaşama adapte olmasını sağlamak amaçlarından oluşur. Terapi sırasında yapılan yüzleştirmeler sayesinde yaşanması gereken duygular zamanında yaşanır, bastırma engellenir ve kabullenme evresine geçiş kolaylaşır.

 

Yazı içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazıyı Paylaş

Psikoloğa Ücretsiz Soru Sormak İster Misin?

Tüm Soru-Cevapları Gör
jetklinik whatsapp